Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde soranlar için ayetler (ibretler) vardır. (Yusuf Suresi, 7)

18 Mart 2010 Perşembe

Hz. Yusuf'a Güç ve İktidar Verilmesi

Hükümdarın gerçekleri öğrenmesinin ardından Hz. Yusuf için yeni bir dönem başlamıştır. Hükümdar aracılara Hz. Yusuf'u getirmelerini söylemiştir. Hz. Yusuf geldiğinde ise ona kendi yanında önemli bir mevki vermiş, onu güvenilir bir danışmanı yapmıştır. Bu konu Kuran'da şöyle aktarılır:


Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin."(Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim. İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız. Ahiretin karşılığı ise, iman edenler ve takvada bulunanlar için daha hayırlıdır. (Yusuf Suresi, 54-57)


Hatırlanacak olursa Hz. Yusuf Mısır'a köle olarak girmiş, ardından da "bir kadının ırzına göz dikmek" gibi son derece kötü ve çirkin bir iftiraya uğrayıp zindana atılmıştır. Fakat Allah, yüzeysel bir bakışla "imkansız" gibi gözüken bir değişiklik yapmış ve bu olumsuz şartlar içindeki Hz. Yusuf'u bir anda Mısır'ın yönetiminde söz sahibi bir insan haline getirmiştir. Gerçekte bu, yani yüzeysel bir bakışla imkansız gibi gözüken işleri gerçekleştirmek, Allah'ın bir ilmi ve sanatıdır. Kuran'da bildirildiği gibi, "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir." (Bakara Suresi, 249) Allah, müminlere bir iman hakikati olmak üzere, onları en zor ve imkansız gibi gözüken şartların içinde kurtarıp çıkarmakta ve inkarcılara karşı galip getirmektedir. Mümine düşen tek görev, Allah'ın vaadine olan inancından asla dönmemek ve hep Allah'a tevekkül edip güvenmektir.



MÖ. 1700-1550 döneminden kalma bu eski Mısır yazıtlarında, Hz. Yusuf döneminde yaşanmış olan 7 yıl kıtlık ayrıntılı olarak anlatılır.

Dinden uzak bir yaşam süren insanlar için dünyada güç ve iktidar sahibi olmak, para ve mala hakim olmak, onu harcama yetkisinde olmak, erişilebilecek en ileri noktadır. Bu, ulaşmak için hayatlarını ortaya koydukları, mücadelesini verdikleri ana hedeftir. Ancak görüldüğü gibi Allah Hz. Yusuf'u zindandan çıkartıp bu nimetlerin hepsini birden ona vermiştir. İşte Allah'ın Hz. Yusuf'a güç, iktidar ve mal verdikten sonra ayetin sonunda hemen ahireti hatırlatmasının bir hikmeti de budur.


Böylece aslında dünyada verilen malın ve makamın hiç de önemli bir şey olmadığı, esas önemli olanın, hedeflenmesi gereken şeyin ve daha hayırlı olanın ahiret olduğu hatırlatılmaktadır. Allah bu şekilde insanın yüzünü dünyadan ahirete çevirmektedir. Ancak ayetin son cümlesinde bu konu hatırlatılırken ve ahirette verilecek karşılığın hayırlı olduğu bildirilirken, bunun "iman edenler" ve "takvada bulunanlar" için geçerli olduğu da haber verilir. Bu özelliklere sahip olmayan insanların ahirette güzel bir karşılık beklemeleri elbette ki düşünülemez.


Hz. Yusuf kıssasında insanlara gösterilen çok önemli bir gerçek daha vardır. Allah bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirir:


Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. (İnşirah Suresi, 5-6)



Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri gibi ekin ekin, yediğinizin az bir kısmı dışında, biçtiklerinizi başağında bırakın. Sonra bunun arkasından zorlu yedi yıl gelecektir, sakladığınız az bir miktar dışında, daha önce biriktirdiğinizi yiyip bitirecektir. Sonra bunun arkasından bir yıl gelecektir ki, insanlar onda bol bol yağmura kavuşturulacak ve onda sıkıp-sağacaklar."
(Yusuf Suresi,47-49)


İnşirah Suresi'nde bildirildiği gibi, Allah her zorluğun ardından iman eden insanlar için bir kolaylık yaratacağını vaat etmektedir.



Yukarıdaki Eski Mızır çizimleri, kıtlık öncesinde yaşanan yedi yıllık bolluk dönemini göstermektedir.


Hz. Yusuf'un hayatı ise bunun örnekleri ile doludur. Kuyudan kurtulup iyi bir ailenin yanında bakılıp büyütülmesi, zindanın ardından hazinelerin başına geçmesi gibi olaylar Allah'ın her zorluğun ve güçlüğün ardından nasıl kolaylıklar ve güzellikler yarattığının açık delilleridir.